top of page

         HUZUR ÜLKESİ JAPONYA

KİTAKYUSHU japonya gezi seyahat
japonya gezi seyahat
gezi  KİTAKYUSHU seyahat
japonya, behlul metin, gezi
Kitakyushu, behlul metin, gezi
KİTAKYUSHU ŞEHRİ, FOTOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Sizlere kısa bir süre önce IRCO 2016 toplantısı   vesilesi   ile gerçekleştirdiğim Japonya gezimi anlatmak   istiyorum. TC. Vatandaşlarına vize olmamasına rağmen, Japon'ya insanlarımızın gittiği bir ülke değil. Bunun başlıca bir kaç sebebi var. Uzak olduğu için, yüklü uçak bileti parası, Japonya'nın çok pahalı bir ülke olduğu söylentileri   ve en önemlisi anlaşılmaz harflerinden dolayı, İngilizce bilenlerin dahi !, nasıl yönümüzü buluruz, gezeriz endişeleri. Japon'ya gezi ilanlarına baktım da, kişi başı 2500-3000 USD'lik fiyatlar   var. Sanırım pahalı oteller ve rehberlik hizmetleri dahil olan bu fiyatlar, dar bir bütçeyle gezmek isteyenler için çok yüksek kalabilir. Bu fiyatların, yarı fiyatına,   7-8 günlük bir geziyi gerçekleştirme imkanı olduğunu söylemeliyim.

Önce uçak biletlerinden başlayalım. THY ve diğer hava yollarının Japonya'ya uçuş yaptığı iki nokta var. Tokyo ve Osaka. Boydan boya Japonyayı   gezmek istiyorsanız,   iki yolunuz var. Ya Tokyo veya Osaka üzerinden, yine uçak veya trenle güneye gidip, sonra tekrar aynı yolu geri geleceksiniz. Ya da benim yaptığım gibi Güney Kore'nin başkenti   Seoul'e gidip, Japon'ya gezinize güney'den başlayacaksınız. THY ile direk uçuşlar gidiş, dönüş 1200 USD civarlarında. Aktarmalı uçuşlarda,   650-800 USD arasında. 2 saat beklemeli çok sayıda aktarmalı   uçuş yakalama şansınız var. Aktarmasız 11-12 saate ulaşılıyor. Ben ilk olarak G. Koreye   gittim. Seoul'den Japonya'ya 80-100 USD uygun uçuşlar bulma imkanı var. 1 günlük minik Seoul gezisinden sonra, Japonya'nın güneydeki en büyük hava limanı   Fukuoka hareket ederek, Japon'yayı gezmeye başladım.

Fukuoka güneydeki en büyük uluslar arası hava limanı. Bulunduğu güneydeki Kyushu adasının diğer şehirlerine buradan kara ve deniz yoluyla geçilebiliyor. Japonya 6.852 ada ve adacıktan oluşuyor. 378 bin kilometre   kare yüz ölçümü   ile, % 70 dağlık ve Türkiye'nin yarısı bir alana sahip. Fakat 130 milyonu aşan nüfusuyla    Türkiyeyi    ikiye katlamış durumda. Japon insanından bahsetmek gerekirse, Türkiye'dek    insan profili ile mukayese ettiğinizde,    size çok değişik gelecek bir insan tipi ile karşılaşıyorsunuz. Kendilerine, sağlıklarına, bize göre evham deresinde   dikkat eden bir halk. Nüfusun   % 23 yaşlı, 65 yaş üzeri. Ülkede 100 yaş ve üzeri 50.000 insan yaşıyor. Üstelik bu sayı her sene artıyor. Çok sayıda kitapçı dükkanı var ve Türkiye'de   14 insan senden 1 kitap okurken, Japon insanı senede ortalama 14 kitap okuyor.

Japonya'da İnsan ömrü ortalama   80-85 arasında. İlk günlerde yadırgadığım   bir görüntüyse, çok sayıda insanın ellerinde şemsiye ile dolaşmasıydı. İçimden “ne kadar aşırı tedbirli insanlar, belki yağmur yağar diye güzel havalarda dahi şemsiye taşıyorlar” diye düşünmüştüm !, ama yanılmışım. Şemsiye Arapça   şems, yani güneş kökünden gelen bir kelime. Her ne kadar biz yağmur için kullansakta, gerçek amacı insanları    güneşten korumak. Ülkede insanlar ciltlerini, güneşin ultra viyole ışınlarından korusun diye kullanıyorlar. Tatile gittiklerinde   dahi, güneşli ülkelerde sadece parmaklarını açıkta bırakan tip eldiven kullanıyorlar. Sebepte cilt kanseri olmaktan korktukları içinmiş. Ağzı bandajlı olanların oranı neredeyse % 20 lere varıyor. İlk akla gelen hasta oldukları için takıyorlar. Hayır !, tek sebebi dışarıdaki   toz, toprak, mikroplardan korunup    akciğer kanseri olmamak için. Aynı manzara ile Türkiye'de karşılaşsanız, evhamdan   kafayı üşütmüş !, psikolojik tedaviye ihtiyacı var diyebileceğiniz çok sayıda insan Japonya'da görebilirsiniz.

İnsani ilişkiler konusunda, bu güne kadar 60 ülkenin insanlarını görmüş bir kişi olarak söylemeliyim ki, saygı ve duyarlılık noktasında Japonlar gördüklerim içinde bir numara. Metroda, yürüyen merdivenlerde, trafik ışıklarında tek sıra kuyruk oluyorlar. Baypasçılık, uyanıklık asla yok !. Yüksek sesle hitabet !, bağırma, çağırma, patırtı, kütürtü yok !. Hele kavga dövüş, yan baktın, önüme çıktın, hatalı solladın   diye kavgalar, levye, bıçak, sopa gibi argümanların, ek destek unsuru !,   olarak kullanıldığı !, diyaloglar hiç yok !. Türkiye'nin hareketli ortamından, Japonya'nın sakin ortamına ilk gittiğinizde; “oh be ne güzel yere geldim !, patırtı yok !, kütürtü yok!, kavga, dövüş, hakaret yok !” diyorsunuz. Fakat 5-6 gün geçince bu alışkın    olmadığınız!, olağan üstü sakinlik sizi sıkmaya başlıyor. Düşüyorsunuz, “bunlar ne biçim insanlar ya, adam hiç kızmaz mı?, biraz hareketli olmaz mı?”. Ardından Türkiye'nin o beğenmediğiniz hareketli   ortamını aramaya başlıyorsunuz. Güzelim ülkemin o çok renkli ve değişik insanları nerede ?. Japonya'daki   bunaltıcı   sakinliği gördükten sonra, her gün, mizah mı?, dram mı? olduğu pek anlaşılamayacak çok sayıda olayın gerçekleştiği, Türkiye gibi !,    çok renkli bir coğrafyada yaşadığınız için!, durumunuza şükrediyorsunuz !. Japonları tek kelime ile tanımlamak gerekirse, “ kibarcık” kelimesinin   uygun olacağını   düşünüyorum.

Japonya maceram, Fukuoka hava limanına adım attığım andan itibaren başlıyor. Çevrenin en büyük uluslar arası hava limanı. Kyushu adasında,    atom bombası atılan Nagasaki şehir var. Vaktim kısıtlı olduğu için gezmeden   ilk durak Kitakyushu şehrine gitmek için hava limanından çıkıyorum. Fukuoka'dan, Kitakyushu ulaşım için bilet almaya gittiğimde, Japonya'nın acı gerçekleri ile karşılaşıyorum. Japonya'da ulaşım çok pahalı. Trene nazaran yarı fiyat mertebesinde otobüs   biletleri, başka ülkelerdeki   ulaşım ücretlerinin 3 katı.

​Tren ulaşımından konu açılmışken size Japan Rail Pass biletinden bahsetmek istiyorum. Avrupa'daki   Inter-rail   bilet siteminin benzeri. Şehirler arası ulaşımı trenle yapacaksanız, en uygun ulaşım aracı JR (Japan Railways ). Başka tren işletmleri ve şehirler arasında çalışan ağır trenlerde var.Aktarma    gerektiğinden, bazen Japonların   dahi karıştırdığı bu trenleri sizin de karıştırma ihtimaliniz yüksek. Otobüslerle   de yarı, hatta daha düşük fiyatlara yolculuk mümkün. Fakat değişik şehirlerde otogarı nereden bulacaksınız ?, ulaşım süreleri 2-3 katı. En iyisi, pahalı da olsa, kısıtlı zamanınızın olduğu bir ülkede "Japan Railways" tercih ederek parayla zamanı satın almanız. 400 km yolu 1,5 saate alabiliyorsunuz. 250 ile 500 Km arası hız yapan trenlere sahipler. Hızlı trenleri olan Shinkansen olarak adlandırılıyor. Ülke içi hava ulaşımı pek kullanılamıyor, çünkü hava limanına, gittisi, geldisi olmadan, daha kısa süreyle, kısa aralıklarla çalışan trenlerle bu ulaşımı sağlayabiliyorsunuz.

Japan Rail Pass biletlerin   sitesine, www.japan-rail-pass.com   adresinden ulaşabilirsiniz. Bu siteden bilet almadan önce kaç gün kalmayı düşündüğünüzü göz önünde bulundurarak alım yapın. Rail Pass biletleri, 7 gün 244 USD, 14 gün 389 USD, 21 gün ise 498 USD tutuyor. Size uygun sürede bileti seçtikten sonra, “Date of Departure to Japan” menüsünden geliş tarihlerini yazıp kredi kartı ile ödemesini yapıyorsunuz. Biletiniz size kargo ile ulaşıyor, bu fiyatlara 20 dolar kargo parası da ilave oluyor.

 

Japonya'ya ulaştığınızda her istasyonda bulunan JR bürolarından biletinizi açtırmanız gerekiyor. Dilerseniz tarih değişikliği de yapabiliyorsunuz. Bununla bütün şehirler arası   hızlı trenlere, Shinkansenlere bine biliyorsunuz. Çok hızlı Nozomi ve Mizuho trenlerine binemiyorsunuz. Biletiniz 1 ve 3 no'lu vagonlarda, serbest koltuklarda geçerli. Diğer vagonlarda, koltuklar önceden ayırtılmış   numaralı yerler olduğundan oturma şansınız yok. Yer bulamazsanız, ilk istasyonda durana kadar boş bulduğunuz    yerde oturma şansınız var. Bu biletler şehir içi   ulaşımda geçerli olan ve JR hattı dahilindeki trenlere binebiliyorsunuz.

Geziniz bir bölge ile sınırlı ise daha düşük fiyatlı Regional Passes bileti alabilirsiniz. Sitesine   www.japan-rail-pass.com/pass-regional   adresinden ulaşılabilir. Ben bu bilet sisteminin olduğunu Japonya 'da öğrendim. Toplu bilet, alımı yapıp, çok pahalı olan ulaşımı ucuza getirmek imkanı varken !, yanlış yapıp, fazla para ödediğimi düşünmüştüm önce. Güneyden Tokyo'ya süren yolculuğumun bilet paralarını hesapladığımda hemen hemen aynı paraya denk geldiğini gördüm. Adamlar hesaplamışlar, bu adam en fazla ne kadar dolaşabilir ?, diye, ona göre fiyat çıkartmışlar !. Bu yüzden almasanız da fazla kayıb sayılmaz. Ülkede otel gibi, ulaşım da en pahalı iki kalemden biri. Gezi bütçenizi hazırlarken Japan Rail Pass sayfasına bakıp 1 veya 2 haftalık   gezilerin, kişi başı size kaça mal olacağı hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

KİTAKYUSHU ŞEHRİ


Fukuoka hava limanından, Kitakyushu şehrine doğru yolculuğum bir Japonya   akşamının, gün batımında başlıyor. Otelleri Türkiye'den ayırttığından, her şehirde otelin haritadaki yerini ve adresini, İngilizce, Japonca gösteren çıktılar alıyorum. Gece karanlığında oteli nasıl bulacağım?, hesapları yaparken, şoföre   adres kağıdını gösterip yardım istiyorum. Şöför   otelin adını görünce, “tamam ben biliyorum, sizi indiririm” diyor ve bende rahatlıyorum. Bilmediğin bir şehirde, gece karanlığında, yorgun argın saatlerce otel aramakta var. Seçtiğim otel yol üzerinde merkeze yakın bir yerdeymiş, kolayca ulaşıyorum. Toplam 1 milyon nüfusa   sahip Kitakyushu şehri 5 farklı yerleşim bölgesinin birleşmesinden oluşmuş. Merkez Kokura adını taşıyor. Burada Kokura merkez istasyonu şehrin   can damarı. Tokyodan başka bölgelere ulaşım, şehrin   üstünden döşenmiş hatlardan geçen trenler vasıtası ile sağlanıyor. Aynı zamanda çevrede bir çok AVM nin bulunduğu canlı bir yaşam merkezi. Çelik endüstrisine ait bir çok fabrikanın bulunmasına rağmen doğal ve tarihi güzellikleri de var. Fuar ve kongrelerin de yapıldığı merkezi bir şehir durumunda. En önemli yapıtı 1602 yılında kurulmuş Kokura Kalesi. Kaleden çok bahçelerin ve otantik Japon evlerinin, tapınakların bulunduğu bir yer. Hiraodai Karstik platosu ve teleferikle ulaşılan Mount Sarakura-yama tepesinden harika bir şehir panoraması   yakalamak mümkün. Bundan sonraki durağımız görmekten çok heyecan   duyacağım bir yer Hiroshima.

HİROSHİMA ŞEHRİ, FOTOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

HİROSHİMA ŞEHRİ
Kokura merkez istasyonundan, JR trenleri ile yaklaşık 1 saatlik bir yolculuktan sonra Hiroshima şehrine     heyecanla   adım atıyorum. Çocukluğumdan beri, bilmem kaç kez duydum, 2.dünya savaşı ve Hiroshima   sözlerini. Seneler sonra bu felaketin yaşandığı şehri   görmek çok heyecan   verici. Tren istasyonundan çıkınca, atam bombasından harap olmuş değil, tam aksine çok düzenli bir şehirle karşılaşıyorsunuz. Mükemmel bir metro ve ulaşım ağı. Kalacağım   otel çok uzak olmadığından yürüyerek    gidiyorum.    

 

Otel seçimi konusunda tavsiyede bulunmak gerekirse, Peace Memorial Parka yakın yerleri seçmenizde fayda var. Çünkü çarşılar ve göreceğiniz önemli yerler bu civarda. Şehirde göreceğiniz en önemli turistik yer Atomic Bomb Dome. Atom bombasıyla özdeşleşmiş durumda. Bombadan sonra aldığı hasarlı haliyle, hiç dokunulmadan bırakılmış. 

atom bombası, hiroşima, japonya, gezi, behlul metin

Atom bombası şehrin 600 metre üstünde patlatılmış ve patlamanın tesiriyle 4000 derece sıcaklık oluşmuş. Patlamayla, 70 bin insan ölürken, radyasyondan   bu ölümler daha sonrada devam etmiş. 10-15 bina hasarlı olarak ayakta kalmış, bütün şehir yerle bir olmuş. Sıcağın etkisi ile binalar insanlar kavrulmuş. Çok sayıda Turist Atomic Bomb Dome'nin önünde hatıra fotoğrafı çektiriyor. Atom bombasının etkilerinin tam anlamıyla görmek için Hiroshima Peace Memorial Museum gezmek gerekiyor. Patlama anıyla ilgili çok sayıda Doküman, insanlara ait kavrulmuş elbiseler, o güne ait resimleri bu müzede görebiliyorsunuz. Yakındaki Children Peace Monument, Çocuk barış anıtı, patlamanın oluşturduğu radyasyondan   ölen 10 yaşındaki çocuk   anısına dikilmiş. Ben gezerken öğrenci küçük çocuklarda ziyaret gelmişlerdi. Öğretmenleri konuyla ilgili bilgi verdi, onlarda not aldılar. Diğer bir anıt yapıda 1590'da yapılmasına rağmen yıkıldığı için 1958 yılında yeniden inşa   edilen Hiroşima Castle. Sakura ağaçlarının içresinde   ölenlerin anısına, hatıra anıtlarının da olduğu otantik bir yapı. Tapınaklara meraklıysanız 25 km uzaklıktaki Miyajima adasına Hiroşima'dan   kalkan araçlarla gidebilirsiniz.

OSAKA ŞEHRİ, FOTOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

​OSAKA  ŞEHRİ


Japonya'nın 3.büyük kenti Osaka. Nüfusu 20 milyona yaklaşıyor. Ben trenle geldim ama Türkiyeden direk uçuş olacak kadar önemli ticari  bir  kent. insanları    sıcak kanlı. Osakalılar Tokyoluları, soğuk ve robotlaşmış görürken, Tokyolular da Osakalıları, laubali görüyorlarmış. Buranın halkı Japon insan profiline göre, biraz sıra dışı denilebilir. Turistlerin  ilgi duyacağı tarzda çok fazla yapı yok. Acımasız kapitalizm   eskiden hiç bir eser bırakmamış, gelenlere beton yığını bir şehir sunuyor. Az sayıda turistik   merkezden   Japonya'nın   en eski tapınağı olan, Shitenno-ji Osaka’da, Tennoji-ku bölgesinde bulunuyor. Görülmesi gereken diğer önemli ye de,   size kuş bakışı Osaka panaroması çizebilecek Osaka kalesi. Okawa Nehri’nin yanında inşa edilmiş olan kaleye taş bir köprüden geçerek ulaşıyorsunuz. Kalede 8 katlı otantik bir Japon yapısı bulunuyor. Alışveriş ve eğlencenin merkezi Dotonbori bölgesi.

Kalabalık sokaklar, birçok restoran ve tiyatronun olduğu bir bölge. Umezu Nehri’nin ikiye böldüğü Dotonbori bölgesi karşılıklı iki sokağı birleştiren köprülerden oluşuyor. Osaka yemek kültüyle   de ünlü bir şehir. Osaka'da giderken, kendi kendine yüksek sele konuşan, hatta nutuk atan, akli dengesi yerinde olmayan bir Japon'la   karşılaşıyorum. Belli ki kafayı   bayağı sıyırmış !. İlginçtir ki, bu kişi kırmızı ışık yandı mı, çok heyecanla   verdiği söylevine ara vermiyor fakat    adımlarına zınk diye ara veriyor !. Hitabet devam etse de, yoluna yeşil ışık yandıktan sonra devam ediyor. Sonra düşünüyorum, Türkiye'de kırmızı ışıkta geçen akıllılar !, Japonya'da kırmızı ışıkta duran deliler. Acaba hangisi daha akıllı ?, hangisi daha deli ?.

KYOTO ŞEHRİ
Japonya'da çok sayıda şehir var fakat Osaka yakınlarındaki Kyoto görülmeden gidilmemesi gereken bir şehir. Nedenine gelince, Japonya turistlerin arayışlarına cevap verecek az sayıda otantik yapı kalmış. Bunun çokça olduğu şehirlerden biri Kyoto, çünkü ülkenin eski başkenti. 1.5 milyon nüfusa   sahip olmasına rağmen, 1000 tane civarı tapınak var. Ülkeye bin yıl başkentlik yapmış bir şehrede bu yakışır. Hepsini gezmeye zamanınız yetmez ama mutlaka gezilmesi gereken Kyoto'nun sembolü olan Kinkaku-ji veya Türkçe   ismiyle Altın Köşk adlı Zen tapınağı. Japon mimarisinin ilginç bir örneği olması ve çevresindeki havuzla, japonya'nın   huzurlu mistik havasını yansıtıyor. Nijo Sarayı.   Gion'un Geyşa Bölgesi,ve İmparatorluk Kaleleri de gezilebilecek yerler arsında.

​NAGOYA ŞEHRİ

Japonya'nın   4.büyük şehri olan Nagoya, diğer Japon   şehirlerine nazaran daha düzenli ve görkemli, planlı bir yapısı var. Beton binalar arsında boğulmuyorsunuz ve şehrin   göbeğinde Central park adında, büyükçe bir park var. İçinde Eyfel kulesini andıran, bir verici istasyonu kulesi de bulunuyor. Diğer şehirler gibi metro hatları yer ütüsünden   değil yer altından gidiyor. 2.dünya savaşında yerle bir olmasına rağmen daha sonra yeniden kurulmuş. Japon   otomotiv endüstrisinin merkezi ve başta Toyoto olmak üzere, diğer markalarda bu şehirde. Toyota Endüstri ve Teknoloji Hatıra Müzesi de bulunuyor. Gezilecek yerlerine gelince, Nagoya kalesi, Atsuta ve Shinto tapınağı görülecek yerler arasında.Japonya'da bayrak görmemiştim fakat bu şehirde ilk defa resmi bir binanın tepesinde Japon bayrağı gördüm. şehirde Türkler'de var. İnşattan, lokantacılığa değişik iş kollarında çalışıyorlar.

şehir merkezinde camdan yapılmış, havuzlu Oasis 21 adlı alış veriş merkezi ve kafelerin bulunduğu bir yer var. Görünümü de, işlevi de şehrin kalbi gibi. Ben Oasis 21 gezerken film çekimi de yapılıyordu. Yakın planda olmama rağmen Japon filmciler tarafından keşfedilmedim !. Hani bizim Türk filmlerinde misafir sanatçı olur, kıyısından köşesinden bizde bir rol alırdık !. Halbuki biz bu adamlara hürmeten, her sene İstanbul'da Japon filmleri festivali düzenliyoruz. Japon sinemasının dünyada 4 büyük sinema olduğunu ve 120 yıllık bir geçmişi olduğunu da ilave delim.

YOKOHAMA ŞEHRİ


Tokyo'nun ikiz kardeşi gibi 30 km yakınındaki Yokohoma ülkenin ikinci büyük şehri. Pasifik okyanusun   kıyısındaki şehir adeta İzmir'i andırıyor. Gök delen ve köprüleri ile birazda İstanbul havası var tabi. Ayrıca 2.Abdülhamitin Osmanlı'dan yolladığın Ertuğrul gemisi 1890 yılında Yokohoma limanına yanaşmış fakat ne yazık ki dönüşte Oşima Adası civarında kayalıklara çarparak batmış. Kazada 50 subay ve 476 er şehit olmuştur. Bu günün imkanlarıyla, uçakla 12 saate gittiğimiz yere bizden 120 sene önce insanımız ulaşmış. şehir Osanbashi Limanından gezilmeye başlanabilir.

Yakınındaki Red Brick Warehouse ise 1907 de yapılmış eski bir liman binası fakat şimdi restoran, kafeleri ile turistlere hizmet veriyor. Yakınında World Posters adlı 6 katlı bir alış veriş merkezide var. Cosmo World eğlence parkı, 480 kişi kapasiteli büyük bir dönme dolaba sahip. Yokohama’nın en yüksek binası olan Landmark Tower'den şehri kuş bakışı görme imkanınız var. 100 dönümlük arazi üzerine kurulan Yokohama Zoo, 150 türden 1500 hayvana ev sahipliği yapıyor.

TOKYO ŞEHRİ


Tokyo güneyden başlayan yolculuğumun son durağı. Yakındaki Yokohoma ile beraber yaklaşık 30 milyondan fazla insanın yaşadığı bir şehirler bütünü. Tokyo'ya gelenlerin ilk bilmesi gereken dünyanın en büyük kentini gezecek olduğu. İlk durağımız metro istasyonu oluyor tabii ki.   şehrin en yoğun noktaları metro istasyonları civarına toplanmış. Her gün milyonlarca insan bu metroları kullanıyor. Özellikle Ueno, Ikebukuro, Akihabara, Shinjuku gibi merkezi istasyonlar devasa büyüklükte. Üç kattan oluşan istasyonlar ve yer altı çarşıları dahi var. İstasyonun girişi bir mahalleye, çıkışı başka mahalleye bağlı sanırsınız. Japonlar yer altına adeta ikinci bir şehir inşa etmişler.

Bu nüfus   kalabalıklığına bakarak Tokyoda, sokaklarda adım atacak yer yok diye düşünmüştüm. Hele otel ararken, kapsül otelleri görünce canım sıkılmıştı. Yoğunluktan bir an yer bulamayıp böyle bir yerde kalsam nasıl olurdu?. 2 metreye, 1,5 metre eninde yatacak yerler, kat kat. İçine girip, kapağını kapatıyorsunuz ve size ucuza gece konaklama imkanı sağlıyor ama ölmeden mezara girmek gibi bir olay. Sonra biraz araştırınca, ucuz olmasa da, uygun fiyatlı otel bulmuştum. Sokaklar sakin fakat metro ulaşımını iyi çözmek gerekiyor. Dünyanın en büyük ve karmaşık metro ağına sahip. Çok sayıda ulaşım firması var değişik   hatları var.

Metro için Suica karttla ulaşımı daha kolay yapma imkanınız var. Sofmap denilen elektronik mağazalarında ve hava limanında satılıyor. Ön ödemeli, yani içerisinde  kredi yüklenebilen bu kartın ücreti 2000 Yen. Kartı satın aldığınızda ödediğiniz bu   2000 Yenin 500'ü depozito bedeli. Her metroda kullanıp, yükleme yapabiliyorsunuz. İşiniz bitince iade ettiğinizde de 500 yen depozitinizi geri alabiliyorsunuz. Otomattan bilet al, para ver derdinden kurtuluyorsunuz. Dikkatimi çeken bir konu da yollarınkaldırımların    çok eski fakat asla bir anormallik olmaması. Arabalar pırıl        pırıl, sanırım bizim ülkemiz gibi toz toprak yok. Çok dikkatli bakmama rağmen bir  tane kirli, çamurlu araç göremedim. Her şey var, fakat modası geçti diye kullandıkları eşya ve cihazları asla devre dışı bırakmayıp, sonuna kadar kullanıyorlar. Çok iktisatlı davranan, israf etmeyen insanlar. Tokyoyu   hakkıyla gezmek için en az 2 hafta lazım. Bir kaç gün de geçirecekseniz, yakınınızdaki   yerleri google maptan bulmak için gezilecek yerlerin listesini veriyorum

Tokyo’da Gezilecek Yerler ; Sensoji, Meiji Jingu, Zojoji, Tokyo Tower, Tokyo SkyFree, Tokyo Metropolitan Government Building, Bunkyo Ward Office, Yoyogi Park, Ueno Park, Ueno Zoo,   Gojo Tenjin, Shinjuku Gyoen Bahçesi, Hama Rikyu, Chidorigafuchi. Bir de Tokyo Planet var, 100 metre yüksekliğinde dönme dolap.

Tokyo, japonya, gezi, seyahat, behlul metin

Tokyo’daki Müzeleri sıralarsak; Tokyo National Museum, National Science Musuem, National Museum of Western Art, Tokyo Metropolitan Art Museum, National Museum of Emerging Science and Innovation (Miraikan), Tokyo Sea Life Park, Edo-Tokyo Museum. Japonların % 65 ateist fakat az sayıda Müslüman ve Tokyo'da birde cami bulunuyor. Tokyo Cami, Türkiye Diyaneti tarafından Osmanlı mimarisine uygun tarzda yaptırılmış.

Keisei Ueno Station,Tokyo, japonya, gezi, seyahat, behlul metin

Tokyoda bilmeniz gereken önemli bir yerde Ueno park. Tokyo National Museum of Nature and Science Ueno Park içinde bulunuyor. Fakat asıl önemli kılan hava limanı ile ulaşımı sağlayan tren istasyonunun bu parkın bitişiğinde bulunması. Başka istasyon ve otobüs durakları da var ama karıştırma ihtimaliniz çok yüksek. En garantisi hava limanına Ueno Park'tan ulaşmanız. Tutacağınız otel bu parka yakın olursa iyi olur. Merkezi ve metro istasyonları ile iç içe bir yerde. Ueno Park içinde bulunan Ueno Station'dan, Narita hava limanına gidebiliyorsunuz. Hızlı ve yavaş tren seçenekleri var. Tabi fiyatlarda ona göre değişiyor. Yavaş olanın fiyatı yarı yarıya düşük, 1.5 saate ulaşıyorsunuz. Gideceğiniz yerin birinci mi, ikinci mi bölümde olduğuna dikkat edin !, o istasyonda inin.

FUJİ DAĞI
Tokyo’nun 97 km güneybatısında Fuji Dağı 3776 mt. yüksekliğinde, Japonlar için kutsal addedilen bir dağ. Hintliler için Ganj nehri ne ise, Japonlar içinde Fuji Dağı aynı kutsallığa sahip. Yakılan ölülerin, küllerini bu dağa savurmak önemli bir gelenek. Dağın ilginç özelliğe sahip bir orman bulunuyor. Fuji Dağı’nın eteklerinde Aokigahara adındaki dağ ve ormanlık alan, Ölüm Ormanı veya İntihar Ormanı olarak biliniyor. Bu bölgede sıkışık çok sayıda ağaç bulunuyor ve güneş ışığını zor alan bir yer. Bir hayli kasvetli, mistik bir havaya sahip olan bu ormanda, senede 20-70 arası intihar vakası yaşanıyor.

Ormanda ” lütfen intihar etmeyiniz ”, ” intihar etmeden önce polisi arayınız ”, “deymez bir vefasıza !!” gibi uyarı levhaları mevcut !. Yok sonuncuyu ben uydurdum !, yok aslında öyle bir levha, ama koysalardı uygun olurdu diye düşünüyorum.  Bu orman ve intiharla alakalı, yazar Wataru Tsurumui, ” İntihar El Kitabı ” adındaki eserini piyasaya sürmüş. Ormanda yaşanan bazı intihar vakıalarında cesetlerin yanında bu kitap bulunmuş. Düşünebiliyor musunuz ?, adamaların intiharları bile kurallı ve kitabına uygun !.  Halkın inancına göre, Aokigahara'daki “ yurei ” olarak adlandırılan yerde, dünya ile ölüm arasında kalmış ruhların kendilerini arındırdığına inanılıyor. Bölgenin bir noktasından da, sebebi bilinmeyen bir uğultu, sesler geliyor. Halk tarafından bu ruhlara yorumlanıyor !. Anlaşıldığı kadarıyla kötü ruhlarında çokça dolaştığı bir yer, intiharlar bu kadar fazla olduğuna göre. İnsan çokça dolaşırsa çarpılabilirsiniz, o yüzden buralarda fazla dolaşmakta uygun değil, çokça gezilmesini tavsiye etmiyoruz.

Japonya gezim biterken, ülkenin her yerini gezemedim, Kobe'den,  Nagazaki'ye kadar, gezilememiş bazı yerleri de kaldı tabi. Her yeri gezebilmeniz için bayağı geniş zamanınız olması lazım. Zamanım azsa bazı yerleri mecburen es geçeceksiniz benim gibi. Dünyanın batısında yaşayan insanların, Japonya'ya geldiklerinde, çok daha farklı bir dünya ile karşılaşacaklarını, hatta keşfedeceklerini !, düşünüyorum. Batı ile doğuyu karşılaştırdığınız zaman, iki insan profilinin ne kadar değişik ve bir biri ile alakasız olduğunu göreceksiniz. Bir konuda uyarayım, elektrikli   cihazlarınızı prize bağlamakta problem yaşayacaksınız. Çünkü bağlantı prizleri   çok farklı. Bunun için adına ya “ Plug” denilen bir ara parçayı otel görevlilerinden emanet isteyeceksiniz ki, olmama ihtimali var, ya da 5 USD karşılığı satın alacaksınız. Bu olmazsa şarz hayatınız felç oldu demektir. Bazen Japonya aktarmalı uçak biletleri çok kısa süreler için 500 USD kadar düştüğü oluyor. Görülmesinde fayda olan bir ülke. Japonya'nın kendisinden ziyade, Japon insanının anlayışının ve yaşam tarzının görülmesinde fayda var. Japonya ile ilgili aslında daha yazacak çok şey var ama kısa bir yazının içine tüm bunları sığdırabilmek mümkün değil. Yazımıza burada son verirken, Japonya okumayla değil, gözlemleyerek, yaşanarak öğrenilecek bir yer diyerek son noktayı koyalım.

Yazıyla ilgili görüş ve sorularınızı bana facebook üzerinden iletebilir, arkadaş ekleyebilirisiniz
  • Facebook Social Icon
Tac Mahal, gezi, turistik, seyahat, behlul metin

Gezmeyi seven arkadaşlar,

bana ulaşmak için lütfen
Yukarıdaki facebook simgesine 
tıklayınız

bottom of page